İkili İlişkilerde Duygusal İstismar

Var olduğunuz ikili ilişki içerisinde duygusal olarak kabul edilmediğinizi, düşüncelerinize değer verilmediğini, kendinizin yetersiz hissettirildiğini ya da görmezden gelindiğini düşünüyorsanız, duygusal olarak istismara uğruyor olabilirsiniz. 

Söz konusu durum duygularla ve kişinin psikolojik iyi oluşuyla alakalı olduğu ve ortaya gözle görülebilir herhangi bir bulgu çıkarmadığı için çoğu zaman ve çoğu insan tarafından fark edilmez. İstismara uğrayan taraf mevcut ilişkisine yaptığı yatırımın fazlalığına bağlı olarak, maruz kaldığı duygusal davranışların kendisinin iyiliğine yapıldığını düşünme eğiliminde olabilir. İstismar edilen taraf erken çocukluk döneminde benzer davranış örüntülerini ebeveynlerinden de gördüğü için durumu normalleştiriyor olabilir. Ya da istismar edilen taraf, sağlıklı ilişki örüntülerinin neler olduğunu, normal ve normal olmayan davranış stillerinin ilişkisel boyuttaki karşılığını bilmiyor ve istismar edildiğinden bihaber olabilir.

Nasıl hissediyorsunuz?

Yazıyı buraya kadar okuduğunuzda ve mevcut partner ilişkinizi sorguladığınızda, siz kendinizi nasıl görüyor ve hissediyorsunuz? İlişki deneyiminizde hissettiğiniz duygular genellikle pozitif mi yoksa negatif mi? İlişkinizin beraberinde gelen herhangi bir fiziksel yakınma ortaya çıktı mı? Çoğu zaman ne hissettiğinizi bilmediğiniz, duygularınızı tarif edemediğiniz dönemleriniz oluyor mu? Hayattan aldığınız zevkin azaldığını düşünüyor, hobilerinizden, sevdiğiniz insanlardan uzaklaştığınızı fark ediyor ve birçok noktada aslında hiçbir şey yapmak istemiyor musunuz?

Şu an her ne hissediyorsanız, öncelikle bu hislerinizin normal olduğunu kabul etmelisiniz. Şimdi, ilişkinizden aldığınız yararları ve uğradığınız zararları daha gerçekçi bir şekilde değerlendirebilirsiniz.    

Siz kimsiniz?

Kendinize odaklanın. Siz kimsiniz? Nelerden hoşlanıyorsunuz? Neleri sevmiyorsunuz? Şu anda ne hissediyorsunuz? Belki de bu sıralar kendinizi biraz unuttunuz, ihmal ettiniz. Zaman ayırın kendinize. Bir süredir neleri eksik bıraktınız kendinizde? Burada kendinizi sevmenizden, kendinize sarılmanızdan bahsediyorum. 

Düşünün.

Düşünüyor musunuz çevrenizdeki insanlara karşı koyduğunuz sınırları? Düşünün. Hoşlandığınız ya da hoşlanmadığınız davranışların, yaklaşımların neler olduğunu karşı tarafa rahatlıkla söyleyebiliyor musunuz? Söyleyin. Siz, size iyi gelenleri ya da gelmeyenleri fark etmedikçe ve açıkça belirtmedikçe, suistimal edilme hususunda daha açık bir hale geleceksiniz. 

Suçlu siz değilsiniz.

İlişkinin tüm sorumluluklarını siz üstlenmek zorunda değilsiniz. Suçlu ya da hatalı siz değilsiniz, problemin sadece sizinle alakalı olduğu gerçek dışı düşüncelerinizi bırakın bir kenara. İlişkiler çift taraflı ilerler, kimse kimseyi değiştiremeyeceği gibi, sizin de değiştirebileceğiniz tek şey kendi davranışlarınızdır. Böyle durumlarda belki de en zoru içinde bulunduğunuz duyguların tarifidir. Bunun için kendinizi biraz zorlayın. Kabuğunuza çekilmemek için kendinize destek olmaya çalışın, sevdiğiniz, güvendiğiniz, sizi anlayabileceğini düşündüğünüz insanlara daha fazla vakit ayırın. Böyle dönemlerde bir psikoterapi sürecine girmeniz, iyi oluşunuza önemli katkılar sunacaktır, tabii siz kendinizi hazır hissettiğinizde. 

Unutmayın, bedensel ve ruhsal sağlığınızı korumak için en içten ve gerçekçi çabayı verecek kişiler yine sizlersiniz.