Günümüzde insanlar, birçok kültürle iç içe geçmiş durumdadır. Bunun en temel etkenlerinden biri globalleşmenin getirdiği yerel ile ulusal olanı kaynaştıran buna bağlı olarak iç ve dış göçlerin artması, uluslararası dolaşım hızının artması gibi gelişmelerin olağanlığıdır. Bu olağanlık kişilerarası etkileşimlerde, kültürler arasındaki farklılıkları ön plana çıkarmıştır. Bu farklılıklar dil, yemek alışkanlıkları giyim biçimleri vb. birçok noktada insanlara yeni yaşam tarzlarının varlığını gündeme getirmiştir. İşte bu kültürel farklılıklar partnerler arasında da değişikliği beraberinde getirmiştir. Kültürel farklılıklara sahip kişilerin etkileşim kurması halinde farklılıkların tanınması, farklılıklara saygı duyulması ve hoşgörü ile yaklaşılması beklenilmektedir. Böylelikle kişinin etkileşimde bulunduğu diğer kişileri değerleri, gelenekleri, normları, iletişim biçimi vb. farklılıklara saygı duyması ve kabul etmesi, bunlara ilişkin deneyimler edinerek geliştirmesi söz konusu olmaktadır. Kültürel farklılıkları aşmak için, öncelikle kişilerin kültürlerarası duyarlılık kazanması gerekecektir. Yani etkileşim öncesinde ve sonrasında farklılıklara saygı duyması ve olumlu birtakım duygulara sahip olması gerekmektedir. Yine kültürlerarası uyanık olması, kişinin iletişim kurduğu kültürün ve kendi kültürünün arasında duygu ve düşüncelerinin, farklılıklarının farkına varması ve duygularını nasıl etkileyeceğini anlaması kişiye yardımcı olacaktır. Son olarak kültürlerarası beceriklilik ise etkileşim sürecinde farklı kültürel özelliklere sahip kişilerle sözlü ve sözsüz iletişim becerilerini kullanarak etkin olması sağlanacaktır. Bu bağlamda kültürel farklılıkları tanıyan, adapte olan kişilerin de kültürel yeterliliğe sahip kişiler olur.
1 Kasım 2023
Evlilik öncesi kültürel farklılık tutumları (Psikoeğitim örneği)
“İnsanlar benzerler, çünkü kültürleri benzer,
İnsanlar benzemezler, çünkü kültürleri farklıdır;
İnsanlar değişirler, çünkü kültürleri değişmektedir.”
Kültürün alan yazında birçok tanımı olmakla birlikte genel manada sosyal olarak öğrenilen ve aktarılan bilgilere dayanan, bir topluluğun üyeleri tarafından paylaşılan, gruba özgü davranış kalıpları şeklinde ifade edilebilir. Yine kültür, ‘tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü’ olduğu söylenebilir (TDK,11. Baskı,2022). Kültürlerin sahip oldukları farklı inanç, bilgi, tutum ve değerler bireysel anlamda fikir, davranış ve düşüncelere yansıdığı gibi, örgütsel bağlamda sistem ve süreç yaklaşımlarını etkilemektedir. Kültür gündelik hayatımızın temel bir argümanıdır. Bu bağlamda kültürün, günümüz şartlarından oldukça etkilendiğini söylemek olasıdır. Yani küreselleşmeyle birlikte her ülkede her kültürden insanla denk gelmek artık olağan bir durumdur. Buna kaynak sağlayan ise uluslararası ulaşımın rahatlaması, teknolojik gelişmelerde ki iletişim yollarının çeşitlenmesi, zorunlu ya da isteğe bağlı göçlerin artması gibi birçok neden insanların birbirleriyle etkileşim kurmasını sağlamıştır. Artan bu etkileşimler vesilesiyle de farklı kültürlerden bireyler ve evli çiftler sık rastlanan durum halini almıştır (Akbaş, T. Birsen, Ş. 2018). Kültürel farklılıklara sahip kişilerin etkileşim kurması halinde farklılıkların tanınması, farklılıklara saygı duyulması ve hoşgörü ile yaklaşılması beklenilmektedir. Böylelikle kişinin etkileşimde bulunduğu diğer kişileri değerleri, gelenekleri, normları, iletişim biçimi vb. farklılıklara saygı duyması ve kabul etmesi, bunlara ilişkin deneyimler edinerek geliştirmesi söz konusu olmaktadır.
Kültürel farklılıklar kendini çeşitli şekillerde gösterir. Hofstede, farklılıkları sınıflandırmak amacıyla, birbiriyle bağlantılı olan dört kategori üzerinde durmuştur. Bunlar: Semboller, kahramanlar, ritüeller ve değerler. Bu kategorileri ‘üst üste soğan kabuklarından oluşan semboller, onların altında ki kabukları kahramanlar, onların altında ki kabukları da ritüeller olarak adlandırmış, soğanın merkezine de değerleri’ koymuştur (Kartarı, A. 2006, s.66). Semboller aynı kültürün üyeleri tarafından bilinebilen ve belirli anlamları barındıran jestler, sözcükler, nesneler ya da resimlerdir. Aynı zamanda bir dile ait sözcükler de bu kapsama dahildir. Kahramanlar ise bir kültür de değer verilen; ister ölü olsun ister canlı, ister hayali, ister gerçek nitelikte olsun örnek davranışlar gösteren kişilerdir. Ritüeller, bir toplumda toplumsal gereklilik ifade eden ve bu sebeple korunan kolektif uygulamalardır. Mesela karşısındakine saygı gösterme şekli ve selam verme gibi dini ve toplumsal uygulamalar söylenebilir. Bu modelin şimdiye kadar ki kısmı göz önüne alındığında, kültürel manalarının semboller, kahramanlar ve ritüellerin iletişim süreçlerinde nasıl ve hangi biçimde yorumlandığıyla ilgili olduğundan bahsedilebilir. Hofstede’ye göre kültürün merkezini değer oluşturmaktadır. Burada değer teriminden kastedilen en olumlu anlamdan en olumsuz duygulara kadar alanı kapsamaktadır. Yani değerler çirkin ile güzel, iyi ile kötü, rasyonel ile irrasyonel gibi birçok ayrımı yapabilmeye yarar. Kişiler değerlerle ilgili ifadelerini yorumlarken, bireysel arzuları ile kendileri için ideal görüneni ayırmaları önemlidir (Kartarı, A. 2006). Yine bunlara ek olarak kültürü anlama da duygusal düzey, kişinin kültürel uyumsuzluk yaşaması halinde verilen tepkiler ve durumun üstesinden gelmek için yapılması gerekenler bir diğeri bilişsel düzeyde yeni karşılaşılan kültürlerle alakalı bilgilerin aktarılması sağlanırken davranışsal düzeyde farklı kültürlerden insanlara yaklaşımın olumlu yönde ilerleme kaydetmesi demektir. Yani empati becerisi gelişen, anlayışlı, jest ve mimiklerde olağan tavır sergilemesi gibi durumları kapsamaktadır (Güvenç, B. 1999).
Kültürel farklılıkları aşmak için öncelikli olarak:
Konuya dair birçok söylem geliştirilse de birkaçını belirtmekte fayda var. Öncelikle kişilerin kültürlerarası duyarlılık kazanması gerekecektir. Yani etkileşim öncesinde ve sonrasında farklılıklara saygı duyması ve olumlu birtakım duygulara sahip olması gerekmektedir. Yine kültürlerarası uyanık olması, kişinin iletişim kurduğu kültürün ve kendi kültürünün arasında duygu ve düşüncelerinin, farklılıklarının farkına varması ve duygularını nasıl etkileyeceğini anlaması kişiye yardımcı olacaktır. Son olarak kültürlerarası beceriklilik ise etkileşim sürecinde faklı kültürel özelliklere sahip kişilerle sözlü ve sözsüz iletişim becerilerini kullanarak etkin olması sağlanacaktır. Bu bağlamda kültürel farklılıkları tanıyan, adapte olan kişilerin de kültürel yeterliliğe sahip kişiler olduğu söylenebilir (Temel Eğinli, A. 2011).
Sonuç olarak:
Günümüzde insanlar birçok kültürle iç içe geçmiş durumdadır. Bunun en temel etkenlerinden biri globalleşmenin getirdiği yerel ile ulusal olanı kaynaştıran buna bağlı olarak iç ve dış göçlerin artması, uluslararası dolaşım hızının artması gibi gelişmelerin olağanlığıdır. Bu olağanlık kişilerarası etkileşimlerde, kültürler arasındaki farklılıkları ön plana çıkarmıştır. Bu farklılıklar dil, yemek alışkanlıkları giyim biçimleri vb. birçok noktada insanlara yeni yaşam tarzlarının varlığını gündeme getirmiştir.
Kültürel farklılıkları anlamak için önemli olan kişinin kendi kültürel özelliği dışında da bir kültürün değerlerini ve normlarını fark etmesidir. Kişilerde kültür farklılıklarını aşarak mesajı doğru şekilde kodlayabilme ve açabilme becerisi, kültürel farklılıklara duyarlı, olumlu duyguları besleyen, diğerlerinin bakış açısını anlayabilme yeteneği sunmaktadır. Dolayısıyla kültürel farklılık bünyesinde insanlar, paniğe kapılmadan aşılabilecek bir süreç olduğunu bilmelidir. Bu bağlamda psikolojik uyum göstermek isteyen bireylerin, yeni kültür için gerekli olan sosyal beceri ve davranışlarını geliştirmesi bunun neticesinde de kendini iyi hissetme ve yer aldığı farklı kültüre adapte olma, doyuma ulaşmasına yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte kültürler arasındaki farklılıkların temelinin, sadece bir ülkenin dil, inanç, yeme alışkanlıkları, coğrafyası vb. unsurlarına dayanmaktan ziyade, bir ülkede yetişen ve o ülkenin kültürünü benimseyen kişilerin değer, davranış, tutum ve algıları ile yakından bağlantı içerdiği söylenebilir. Bu sebeple kişiler arasında görünmez sınırlar oluştuğu ifade edilebilir (Eğinli, T. 2011).
POGRAMIN ADI: Evlilik Öncesi Bireylerin Kültürel Farklıklara Yaklaşımı
PROGRAMIN HEDEFLERİ: Bireylerin kültürel farklılığa dair tutumları, ilişkilerinde sorun gördükleri noktalar; iletişim, ritüel, etnik köken, dil, ırk, gelenek vb. unsurlar irdelenmeye çalışılacaktır. Bu noktada:
- Kişinin kültürel farklılıklarla karşılaştığında rahatsız edici duygulardan uzaklaşması, yaşama adapte olabilmesinde kolaylık sağlanmaya çalışılacaktır.
- Kültürel farklılıklara duygusal, bilişsel ve davranışsal olarak iyileşme kaydetmeleri hedeflenmektedir.
- Birey ya da çiftin yabancı bir kültüre karşı uyum sağlaması, güven duyması, uygun davranışlar hakkında ilgilenmesi ve çevresinde ki kişilerle etkili iletişim kurması hedeflenmektedir.
HEDEF KİTLE :18-40 yaş aralığında 20-30 kişiden oluşan birey, evlilik öncesi sevgili, nişanlı vs. kişileri kapsamaktadır.
OTURUMLAR:
1. Uyum Kültürü
2. İlişki Dinamiklerini Öngörme
3. Farklı Kültürel Dinamiklere Bakış
1.OTURUM
UYUM KÜLTÜRÜ
Amaç:
Psiko-eğitim kapsamında gelen bireylere ilişkilerinde iletişim becerileri, kültürel empati ve uyum yeteneklerini güçlendirmek amaçlanır. Bu bağlamda farklı bakış açıları kazanarak konuya dair ilgilerinin artması sağlanır.
Kullanılan Yöntem, Teknik ve Malzemeler
Anlatma yöntemi, soru-cevap ve istasyon tekniği, Merkeze Alma (Manevi Yönünü Keşfetme) uygulanır.
Renkli karton, kağıt, makas, boya, düdük, kalem,
Süre: 90 dk.
Süreç:
İlk oturumda konuya dair literatür aktarıldıktan sonra oturuma başlamadan önce ön bir değerlendirme yapılır. (5dk)
Ardından biraz rahatlamaları sağlanır. Bu bağlamda katılımcıların gözlerinin kapatılmaları, kendilerine anlamlı ve iyi gelen hislerin olduğu ve kendilerini manevi olarak değerli hissettikleri bir yerde hayal etmeleri istenir. Sonra şu eklenir: “Size anlamlı ve iyi geleceğini düşündüğünüz yer/durum geçmiş bir durum olabileceği gibi hayali bir durum olabilir. Burada neler oluyor? Etrafınızda kimler var? Ne gibi nesneler var? Siz ne yapıyorsunuz? Zihninizden neler geçiyor, neler düşünüyorsunuz? Şu an neler hissediyorsunuz? Bu hisler düşünceleri ele aldığınızda hangi kültürel değerleriniz aklınıza geliyor. Sizin için olmazsa olmaz neler bulunur? Ardından gönüllü olan katılımcılardan fikirleri belirtmeleri istenir. Böylelikle zihinleri partnerlerine dair kültürel farklılıkta ne hissettikleri biraz açılmaya çalışılmış olur. (20dk)
Daha sonrasında bir sonraki etkinliğe dair genel hatlarıyla bir çerçeve çizilmeye çalışılır. Çerçevenin belirlenmesiyle bireylere kültürel farklılıklara dair genel kanaatinin ne yönde olduğu, neye yönde olmasını istedikleri sorulup söz almak isteyenlere kısa bir soru-cevap tekniği uygulanır. Böylelikle ortama biraz adapte olmaları, konuyu çeşitli görüşler etrafında zihinlerinde şekillendirmeleri sağlanır. Genel bilgi alışverişinden sonra zihinler kurcalanır, bilgiler tekrardan canlanmaya başlanır. Bu sefer kendi aralarında düşünmeye başlanır ve bu bilgileri kendi yaşantılarıyla ilişkilendirmeyi öğrenirler. (15dk)
Sonrasında İstasyon tekniği uygulanmaya çalışılır. Bu hususta önce 5 dakika bilgi verilmiş ardından uygulamaya geçilir. Yönerge şu şekilde çerçevelenir: Bireylere öncesinde düşündükleri kültürel değerlerini akıllarına getirilmesi istenir. Ardından partnerleriyle sürdürdükleri süreç boyunca en çok hangi değere bağlı kaldıkları bu bağlanma neticesinde ne hissettikleri sorun ya da çözüm uyandırdığına dair hayatında ne gibi izlenimler yarattığı, nasıl hissettirdiğini baz alarak aktarım yapmaları istenilir. Öncelikle ilk istasyonda kişilerden resim yapması beklenilmiştir daha sonra ki istasyonda şiir yazmaları bir sonra ki istasyonda ise bir kompozisyon yazmaları beklenir. En son aşamada da bedensel-kinestetik zeka gelişimine de katkı sunacak müzik yapmaları beklenir. Bu çerçeve etrafında herkes ilk aşamada kendi ilgi alanlarını seçer. Daha sonrasında o yere doğru ilerler. Böylelikle kişiler dört ayrı yere farklı şekilde ayrılmış olurlar. Öncelikle hepsi seçtiği istasyona doğru yol alır. Onlara 10’ar dakikalık süreler verilerek bir konu üzerine verilen görevleri yerlerine getirirler. Süre bitiminde her biri sağdan sola doğru olacak şekilde yer değiştirir ve daha önce arkadaşlarının yaptıkları uygulamalarının devamını getirmeye çalışır. Süreç bu şekilde 4 kez arayla devam edip gider. Her dönüşte uygulayıcının ede ki düdük çalınır ve o şekilde yer değişikliği yapılır. Uygulama sorasında herkes kendi istasyonlarına doğru yol alır. Son aşamada ise artık yapılan çalışmanın sunumu gerçekleştirilir. Bu bağlamda ilk önce gönüllü gruplardan başlayarak eğitimin verildiği alanlara geçmeleri beklenilir. Herkes sunumlarını bitirir. Kimi şiirini okur kimi yaptığı müziğini seslendirir kimi afişini sergiler… Böylelikle keyifli bir eğitim süreci işlenmiş olur.(40dk)
Değerlendirme (10dk):
- Katılımcıların uygulamaya aktif katılım göstermeleri sağlanmış olur. Böylelikle uygulama monotonluktan uzak ve keyifli bir hale getirilir.
- Katılımcılara bu etkinlikler sonrasında onlara nasıl geldiği, farkındalık uyandırıp uyandırmadığı soru olarak yöneltilir.
- Yine kültürel farklılığa dair kendi zeka becerilerine göre gruplara ayrılmak onların, konuya dair düşüncelerini daha etkili bir şekilde aktarmalarını olumlu-olumsuz yönde etkilediği sorulur.
2.OTURUM
KÜLTÜREL FARKLILIKLAR DA
İLİŞKİ DİNAMİKLERİNİ ÖNGÖRME
Amaç:
Eğitim kapsamında kültürel farklılık ile karşılaşan kişinin yeni bir kültüre adapte olması için gerekli yeterlilikleri kazanması, geliştirilmesi ya da arttırılması farklılıklara yönelik bir anlayışa sahip olması temenni edilir. Eğitim sürecinde kişinin kültür ile ilgili şok etkisini en aza indirmek, belirsizliklerle karşılaşma olasılığını hafifletmek ve karşılaşılan olayların üstesinden gelebilmek için gerekli bilgilerin aktarılması amaçlanır.
Kullanılan Yöntem, Teknik ve Malzemeler:
Örnek olay yöntemi, soru-cevap tekniği, imajnasyon
Kişi sayısı kadar papatya, yapıştırıcı, kalem ve kağıt, grup panosu
Süre: 90 dk.
Süreç:
Önceki oturum özetlenir, verilen ödev cevaplandırılır ve katılımcıların değerlendirmesi alınır. (10)
Ardından uygulayıcı boş bir masanın üzerine farklı duyguların yazılı olduğu kağıtları dizer. Sonrasında katılımcıların her birine bir tane papatya resmi dağıtır. Masanın üzerine dizilmiş kelimeleri öncelikle dikkatlice okumalarını ister. Okudukları ifadeler ardından kendileri için uygun olan ifadeleri ellerinde bulunan papatyaların yapraklarına yapıştırmaları istenir. (15)
Papatyada yer alan özellikler aslında onların güçlü yönlerinin temsil eder. ‘Güçlü yanlarımıza ne zaman ihtiyaç duyduğumuzu ve ne zaman görmek istediğimiz’ sorusu sorulur.
Bir örnek olay verilip bu etkinlik etrafında düşünmeleri sağlanır. Siz olsaydınız güçlü yönünüzü nasıl kullanırdınız ya da hangi noktada ihtiyaç duyardınız gibi. Örnek olay kesiti şu şekilde uyarlanır: Nişanlı bir çiftle yapılan nitel yöntem, derinlemesine görüşmeyi kapsamaktadır. Bu şekilde yapılarak katılımcılara kültürel farklılığa dair bir kesit sunulur. (10dk)
‘Merhaba X Hanım bize biraz ilişkinizden bahseder misiniz?’, ‘Tabi ki, Polonya da olduğum süreçte tanıştık nişanlım İtalyan kültürel farklılıkları doruğunda yaşamamıza rağmen bunun konusu çok olmadı. Çünkü empati duyabiliyorduk, anlayışlı bir tavrımız vardı. Gerçi ilk aşamada dil konusunda uyuşmazlık yaşıyorduk sonrasında ortak dilimiz olan İngilizceyle iletişim kurduk, jest ve mimikleri biraz yoğun yaşayan biriydi bu beni biraz rahatsız ediyordu ama sonrasında alıştım. Zamanla farklılıklarınızı törpülüyorsunuz yani. Nişanlı aşamasında bizim kültürün aile bağlarının etkisi, gelenek, görenek, adetlerin yoğun yaşanması onlar açısından tuhaf karşılandı. Fakat ortak noktayı bulduk. Daha sonrasında birbirimize anlayışlı davranarak ve anlattığımdan ziyade anlatılmak istenileni daha iyi iletişim becerisiyle sunarak ortak yolu bulduk. Evet etkili iletişim becerisiyle kültürel farklılıklarımızı konuşup halledebildik’.(5dk)
Bu noktada ilk aşamada çiftlerin bilişsel çarpıtmalarla kültürel farklılıklarında zihin okuma, taraflı açıklamalar yaptıkları ilave ek bilgi olarak belirtilebilir. Bu olay etrafında katılımcılardan konuya dair fikirleri sorularak, ilk izlenimleri, siz olsaydınız nasıl bir duygu içinde tutum sergilerdiniz ya da nasıl duygu hissederdiniz. Sonuçta bilmediğiniz bir kültürden insanla birliktesiniz. Değerleriniz, tutumlarınız ayrışıyor vb. Bu sorular etrafında değerleriniz nasıl olurdu. (25dk)
Etkinliğin değerlendirilmesinin ardından oturum özetlenerek sonlandırılır. (5)
Değerlendirme (20dk):
- Katılımcılara; güçlü yönlerini belirlerken nelere dikkat ettikleri, bu yönlerini nasıl fark ettikleri sorulur.
- Örnek olay örneğinde bir davranışı yapacak olsalardı hangi duygunun yapılması daha doğru olurdu? Sorusu yöneltilir.
- Bu duyguları şu an fark etmeleri kültürel farklılıkta ilişkilerini nasıl yansırdı, nasıl bir etki yaratırdı düşünmeleri istenip açıklanmaları istenir.
3.OTURUM
FARKLI KÜLTÜREL DİNAMİKLERE BAKIŞ
Amaç:
Kültürel farklılığa dair son oturum kapsamında katılımcıların artık adapte olabilme, bilişsel esneklik, belirsizliklere tolerans gösterebilme, sempatik ve farklı kültürlere tutumlarının davranışlarını benimsemeleri beklenir. Bu bağlamda hem grup tartışması hem de altı şapkalı eğitim modeliyle kendilerini bilişsel, davranışsal ve duygusal olarak inceleyebilecek, farklı düşünceler etrafında keşfetmeleri sağlanır.
Kullanılan Teknik, Yöntem ve Malzemeler:
Gösterip yaptırma yöntemi, altı şapkalı düşünme tekniği, grup tartışması, düz anlatım uygulanır.
Renkli kağıtlar (beyaz, sarı, kırmızı, yeşil mavi, kırmızı, siyah), makas, kalem, boya kalemleri, karton
Süre: 90 dk.
Süreç:
Oturum öncesi duygu durum değerlendirmesinin ardından önceki haftanın ödevi hatırlatılarak verilen ödevle ilgili katılımcılardan geri bildirimler alınır. (10dk)
Son oturumda artık bireyler , konuya dair farklı bakış açıları geliştirdikleri göz önüne alınarak yeni bir uygulama yapılmaya çalışılmıştır. Bu açıdan altı şapkalı düşünme tekniği yapılması hedeflenmiştir.
Öncelikle kişilere bu şapkaların ne anlama geldiği bilgilendirilir. Daha sonrasında kültürel farklılık eğitiminde önceki hafta örnek olay olarak sunulan etkinlik göz önüne alındığında, zihinlerinde ‘İlişki sırasında kültürel farklılıkla karşılaşan bireylerin ilk tavrının nasıl olduğu sonrasında nasıl değiştiği ve nasıl olması gerektiğine dair tutumları’ Soru olarak yöneltilir. Sonrasında düşünce tarzlarına göre her bir katılımcıya ya da katılmak isteyen çifte o bakış açısını yansıttığı şapka renginde karton verilerek ellerinde bulundurmaları beklenir. Sonrasında herkes rengini seçince hep beraber, psiko-eğitim uygulayan kişinin rehberliğinde şapka yapımına başlanmıştır. Böylelikle birlikte hareket etme, farklı görüşte, düşüncede olsalar dahi bir arada bir şeyler yapılabileceğini basit bir örnekte görmeleri sağlanır. Bu açıdan altı şapkalı düşünme tekniği katılımcılara, konuya dair farkındalık kazanarak, etkili iletişim kurmaları, empati duyabilmeleri ve daha anlayışlı kişiler olmaları sağlanmak istenir. Etkinlik aşaması şu şekilde gerçekleşir:
90 dakikalık süre başlamış olduğu farz edildiğinde ilk 20 dakikası önceki haftanın değerlendirmesi ve gösterip yaptırma yöntemiyle geçirilecektir. Ardından kalan 25 dakikada herkesin katılımı sağlanacak şekilde altı şapkalı düşünme tekniğiyle süreç ilerleyecektir. Sonrasında resim çizdirilip, tartışılacaktır (25dk). En son 20 dakikada da genel eğitimin değerlendirmesi alınacaktır.
Altı şapkalı düşünme tekniğine dair ayrıntılı bilgi şu şekildedir:
- Beyaz şapka: Objektif şapka olarak da bilinen tarafsız şapkadır. Yani konuya dair net bilgi ortaya koyar.
- Kırmızı şapka: Subjektif, duygusal bir şapkadır. Konuya dair kişilere sezgi, fikir ve duygularını anlatma olanağı verir.
- Sarı şapka: Objektif, iyimser bir şapkadır. Konunun avantajlı yönünü ele alan, olumlu geri dönüşleri olan övgü dolu bir fikir sunar.
- Siyah şapka: Objektif, kötümser şapkadır. Olumsuz görüşleri, eleştirileri olan ve konuya dair daha çok gelecekte yaratacağı sorunları gösteren, risklerini irdeleyen bir görüşe sahiptir.
- Yeşil şapka: Spekülatif, yenilikçi bir şapkadır. Konuyla alakalı yeni yaklaşımları irdeleyip alternatifler olanaklar sunar. Yani ‘her şey uyar’ fikri hakimdir.
- Mavi şapka: Serinkanlı bir şapkadır. Son şapka olması hasebiyle düşüncelerin genel değerlendirmesi bu şapkada toplanır. Kısaca "büyük resim," "idareci şapka," "düşünmenin düşünülmesi" gibi yakıştırmalarla ifade edilen bütüncül fikir sunan görüşü benimser.
Bu bağlamda katılımcılara bu sıra göz önüne alınarak söz hakkı alarak sırasıyla şapkalarını takmaları istenilerek soruya dair fikirlerini belirtmeleri istenmiştir.
Fikirleri belirtildikten sonra bu düşündüklerini de göz önünde bulundurarak bir kağıda ne hissettiklerini çizmeleri istenmiştir. Bu konuda hiçbir kısıtlama olmadığı, istedikleri renk ve şekilleri kullanabilecekleri söylenir. Resmi bu sefer şapkada ki gibi düşüncelerinden değil hislerinin, duygularının çizmesi; içlerinden geleni engellemeden kağıda dökmeleri istenir.
Resim bittiğinde her üyenin resme bakıp ne gördüğü, neler hissettiğini paylaşması istenir.
Üyelere veda etmek üzere teker teker söz verilir. Sonrasında lider de veda ederek ve teşekkür ederek oturumu ve süreci tamamlar.
Değerlendirme:
- Son oturum katılımcıların, daha önceki oturumda ki düşüncelerinde değişiklik yaratıp yaratmadığı ölçülmek amacıyla uygulanır. O nedenle herhangi bir ödev verilmez.